Terapiye Gitmemiz Gerektiğini Nasıl Anlarız?
Terapiye Gitme İhtiyacı Ne Zaman Doğar?
Hayat uzun bir yol, anne karnında belirdiğimiz andan itibaren bu hayatın içerisindeyiz. Her bireyin yaşam tarzı, yaşantıları, kendisini ve çevresini algılayış şekli birbirinden farklı. Fakat her ne kadar farklı olaylar ve durumlar yaşıyor ve algılıyor olsak da duygularımızın adı aynı. Üzülüyoruz, mutlu oluyoruz, öfkeleniyoruz, kaygılanıyoruz, rahatlıyoruz ve daha bir sürü duyguyu hepimiz illa ki hayatımızın bazı anlarında yaşıyoruz.
Hiçbir duygunun sonsuza kadar kalmadığını, her birinin dalgalar gibi bize çarpıp bir süre sonra uzaklaştığını biliyor olsak da geçmişe dönüp baktığımızda bazı fırtınalar unutulmuyor ve o anda hissettiklerimiz canlılığını belli bazı sebeplerle korumaya devam ediyor. Ve sonucunda algılarımız bizim davranışlarımızı bu unutulmayan fırtınalardan çıkardığı derslerle etkilemeye başlıyor. Kendimizi bize ait olmadığını, iyi gelmediğini fark ettiğimiz davranışları sergilerken buluyoruz.
Psikoloji en basit tabiri ile insan davranışını inceleyen bir bilimdir. Dolayısıyla, eğer birey kendi davranışlarını, bunun altında yatan duygu ve düşüncelerini, inançlarını daha iyi anlamak ve fark etmek ihtiyacına girdiyse terapi en etkili yollardan birini sunar.
Hangi Davranışlarımızı Fark Ettiğimizde Terapiyi Düşünmeliyiz?
- Yeme düzeni ve uyku düzenimiz değiştiyse,
- Daha önce bizi öfkelendirmeyen durumlarda bile öfkeyle dürtüsel tepkiler veriyorsak,
- Ne hissettiğimizi fark etmekte zorlanıyorsak,
- Çevremizde kurduğumuz ilişkilerimizi sürdürmekte zorlanıyorsak (romantik ilişkisi, aile ilişkileri, arkadaş ilişkileri vb.),
- Hayata karşı belli sebeplerle motivasyonumuzu kaybettiğimizi hissediyorsak,
- Kendi duygularımızı ve düşüncelerimizi paylaşma konusunda zorluk yaşıyorsak ya da hiç paylaşamıyorsak,
- Yoğun kaygı yaşıyorsak ve her an başımıza olumsuz bir şey gelecekmiş gibi hissediyorsak,
- Kendimizle ilgili gerçekçi olmayan olumsuz inançlarımız çok yoğunsa (ben başarısızım, değersizim, yetersizim vb.),
- Geçmişte bir olaya saplanıp kalmış hissediyorsak ve bugünü yaşamamızı engellediğini fark ediyorsak,
- Düşünmekten harekete geçemediğimiz bir noktadaysak,
- Kendimizi başkalarıyla, başkalarının hayatlarıyla çok karşılaştırmaya başladıysak,
- Tüm bunlar terapiye adım atmayı düşünmek için en temel sebepleri oluşturan etkenlerin sadece bazılarıdır.
Terapi sağlıklı bireyler içindir. Tüm bu duygu durumlarındaki dalgalanmaları, davranış değişiklikleri kişinin içinde bulunduğu duruma ve kişinin algılayışına göre değerlendirildiğinde son derece normal insani tepkiler olduklarını görmemiz mümkündür.
Bu nedenle terapinin en öncelikli ilkesi “gönüllülük”tür. Önemli olan kişinin kendisindeki bir davranışı değiştirmeyi istemesidir.
Terapiye Geliş Sebebini Oluşturan Düşünceler
Genellikle kişinin terapiye geliş sebeplerini sorduğumuzda en büyük motivasyonu oluşturan düşüncelerin şunlar olduğunu görürüz;
- Artık bu şekilde yaşamak istemiyorum.
- Kendimi daha iyi tanımak istiyorum.
- Zihnimdeki düşünceleri susturamıyorum, sanki bana ait değiller gibi.
- Bunlarla baş ederken çok yoruldum ve yıprandım.
- Bu durumun benim hayatıma bu kadar etki etmesini istemiyorum.
- Sürekli bunu yapmak/düşünmek istemiyorum.
- Kendim olabilmek istiyorum.
- Bu durumla baş etmek istiyorum.
- Sınır çizebileyim istiyorum.
- Kendimi daha iyi tanımak istiyorum.
Bu düşüncelerle terapiye başvuran kişilerin kendini açma konusunda daha istekli oldukları, değişim motivasyonlarının ve inançlarının daha yüksek olduğunu ve terapiyi sürdürme durumunun daha yüksek olduğunu görürüz. Dolayısıyla terapiden verimli sonuç almaları daha yüksek ihtimaldir.
